Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP, MHP ve BDP'nin, milletvekillerin haklarını genişleten yasa teklifinden imzalarını çekmesini değerlendirdi.
Bekir Bozdağ, siyasi partilerin grup başkan vekillerinin ortak imzasıyla kanun teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduğunu, grup başkan vekillerinin attığı imzanın genel başkan adına olduğunu, genel başkanla istişare edilerek atıldığını ifade etti.
Grup başkan vekillerinin, teklifte yer alan konuların doğru ve gerekli olduğuna inandıkları için imza attığını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
CHP, MHP ve BDP’nin imzalarını çektiğini hatırlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bu doğru bir yaklaşım değil. Bir işin yanlış olduğuna inanıyorsanız altına imza atmayacaksınız. Doğru olduğuna inanıyorsanız imzanızı koyacaksınız ve arkasında sonuna kadar duracaksınız. Biz AK Parti olarak bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda milletimizin aleyhine olan hiçbir şeyin altına imza atmadık, atmayız.
Doğruluğuna inanarak attığımız imzaların sonuna kadar arkasında dururuz ve bundan sonra da devam edeceğiz. Bu teklif Genel Kurul’da görüşülecek ve yasalaşacaktır. Muhalefet partilerinin durumunu göstermesi bakımından son derece önemli bir gösterge. Kendi attığı imzanın arkasında duramayan bir siyaset yapısıyla karşı karşıyayız. Doğruysa niye arkasında duramıyorsun. Yanlışsa niye attın. Silah mı dayadılar kafanıza buna imza atın diye? Yok. Öyleyse 'Yanlışa imza atmayız' diyorsanız bunun altına baştan imza atmayacaksınız."
'KARALAMA KAMPANYASI'
Meclis’in itibarını zedelemek isteyenlerin olduğunu savunan Bozdağ, “Maalesef bu olay parlamentoyu itibarsızlaştırmak isteyenlerin karalama kampanyasına dönüşmüştür" dedi.
'İMKANLARDAN YARARLANMASINLAR'
Teklifin içinde yer alan konulardan 2'si hariç diğerlerinin zaten farklı yasalarda uygulamada olduğuna dikkati çeken Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kanun teklifi yasalaştığı takdirde eğer CHP'liler samimiyse bu kanunda verilen imkanlardan istifa etmemeleri lazım. Başka kanunlar da çıkardık gene imzalarını çektiler ama o kanunlardan yararlanmaya devam ediyorlar. Perdenin arkasında hepsi 'Bu iş doğrudur, yararlıdır' deyip daha sonra vatandaşla yüz yüze gelince 'Yahu nereden yaptık bu işi' noktasına gelecek bir siyasetin Türkiye'ye hayrı yoktur."
Bekir Bozdağ, siyasi partilerin grup başkan vekillerinin ortak imzasıyla kanun teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduğunu, grup başkan vekillerinin attığı imzanın genel başkan adına olduğunu, genel başkanla istişare edilerek atıldığını ifade etti.
Grup başkan vekillerinin, teklifte yer alan konuların doğru ve gerekli olduğuna inandıkları için imza attığını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
CHP, MHP ve BDP’nin imzalarını çektiğini hatırlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bu doğru bir yaklaşım değil. Bir işin yanlış olduğuna inanıyorsanız altına imza atmayacaksınız. Doğru olduğuna inanıyorsanız imzanızı koyacaksınız ve arkasında sonuna kadar duracaksınız. Biz AK Parti olarak bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda milletimizin aleyhine olan hiçbir şeyin altına imza atmadık, atmayız.
Doğruluğuna inanarak attığımız imzaların sonuna kadar arkasında dururuz ve bundan sonra da devam edeceğiz. Bu teklif Genel Kurul’da görüşülecek ve yasalaşacaktır. Muhalefet partilerinin durumunu göstermesi bakımından son derece önemli bir gösterge. Kendi attığı imzanın arkasında duramayan bir siyaset yapısıyla karşı karşıyayız. Doğruysa niye arkasında duramıyorsun. Yanlışsa niye attın. Silah mı dayadılar kafanıza buna imza atın diye? Yok. Öyleyse 'Yanlışa imza atmayız' diyorsanız bunun altına baştan imza atmayacaksınız."
'KARALAMA KAMPANYASI'
Meclis’in itibarını zedelemek isteyenlerin olduğunu savunan Bozdağ, “Maalesef bu olay parlamentoyu itibarsızlaştırmak isteyenlerin karalama kampanyasına dönüşmüştür" dedi.
'İMKANLARDAN YARARLANMASINLAR'
Teklifin içinde yer alan konulardan 2'si hariç diğerlerinin zaten farklı yasalarda uygulamada olduğuna dikkati çeken Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kanun teklifi yasalaştığı takdirde eğer CHP'liler samimiyse bu kanunda verilen imkanlardan istifa etmemeleri lazım. Başka kanunlar da çıkardık gene imzalarını çektiler ama o kanunlardan yararlanmaya devam ediyorlar. Perdenin arkasında hepsi 'Bu iş doğrudur, yararlıdır' deyip daha sonra vatandaşla yüz yüze gelince 'Yahu nereden yaptık bu işi' noktasına gelecek bir siyasetin Türkiye'ye hayrı yoktur."