MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ataması yapılmayan bir grup öğretmen adayıyla birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına getirdiği 2 güvercine işaret eden Vural, ''Milli Eğitim Bakanı'nın yem bekleyen güvercinler olarak adlandırdığı, çocuklarımıza bilgi ve kültür vermek isteyen öğretmenlerimiz geldi. Bu güvercinler, kanadı kırık güvercinler, uçamıyorlar. Atanamıyorlar çünkü, o yüzden çocuklarımızın dersi boş geçiyor'' diye konuştu.
Öğretmen adaylarının tek isteklerinin Anadolu'nun herhangi bir yerine öğretmen olarak atanmak olduğunu belirten Vural, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin en önemli sorunu eğitim. Derslerimiz boş geçiyor, kadrolarından uzaklaştırılan öğretmenlerle nasıl bir eğitim verilebilir. Üniversite kuruyoruz, aileleri harcama yapıyor, öğretmen yetiştiriyoruz ama bu öğretmenler sahip oldukları bilgileri çocuklarımıza aktaramıyor. Kanat istiyor öğretmenlerimiz. Yem beklemiyor, hakkını istiyor. Bunlar yem bekleyen güvercinler değil. Maaş peşinde koşanlar değil bunlar. Bilgilerini çocuklarımıza aktarmak heyecanıyla mezun oldular. Devlet beni yetiştirdi, yetiştirdiyse boş geçen derslere ben girmek istiyorum, diyor. Vali torpiliyle ücretli öğretmen atanması yerine, torpil işlemesin diyorlar. Çok mu şey bekliyorlar. 160 bin öğretmen açığı olduğu söyleniyorsa neden bu öğretmenler atanmıyor. Bunlar yem beklemiyorlar, uçmak istiyorlar. Devlet eğer üniversite ve fakülte kuruyorsa, buralardan mezun olan bu öğretmenlerin geleceğini niye düşünmüyor ''
Öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzetmenin ''akbabalık'' olduğunu ifade eden Vural, ''Bu güvercinlerin kanadını kıranlar utanmalı. Herkes haddini bilmeli. Ne hakkınız var öğretmenlerin konumunu bu şekilde aşağılamaya. Milli Eğitim Bakanı şunu açıklasın; boş geçen ders var mı yok mu? Ücretli öğretmenlik var mı yok mu?'' sorularını yöneltti.
Öğretmen adaylarının 24 Kasım'da Milli Eğitim Bakanı'ndan yem değil atama müjdesi beklediklerini kaydeden Vural, ''İnşallah 24 Kasım'da kanat takıp uçarsınız. Milli Eğitim Bakanı'ndan müjde bekliyorlar, yem beklemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yem beklemez, hak bekler, hukuk bekler. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşı'' şeklinde konuştu.
Vural, yerel seçimlerin öne alınmasıyla ilgili anayasa değişikliği teklifinin Meclis Genel Kurulu'ndaki oylaması sonrasında fire tartışmalarının yaşandığının hatırlatılması üzerine, ''Çokta fire daha fazla olur. Bizim milletvekillerimizin tamamının imzasının olduğunu hatırlatmak istiyorum. CHP'nin bu seçimlerden kaçmak istediğini niye sorgulamıyorsunuz. Bir de CHP'ye sorun. Hani karşı değildiniz, endişeniz mi var Biz er meydanında yapılacak seçimlerden hiçbir zaman kaçmayız. Er meydanı olsun yeter ki'' diye konuştu.
Sonuçta Meclis'te bir iradenin ortaya çıktığını kaydeden Vural, MHP olarak referanduma gitmek yerine Cumhurbaşkanı'nın veto yetkisini kullanması gerektiği görüşünde olduklarını ifade etti.
BDP kongresiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Vural, ''Rezalet. Atatürk'e dil uzatmak ne demek. Sen kim oluyorsun da onun resmini kapatıyorsun. 80 yıl önce Kürtçe 'Atatürk babamızdır' diye türkü yakanların, Kurtuluş Savaşı'nı birlikte yapanların ruhu incinmiştir'' dedi.
Basın toplantısına getirdiği 2 güvercine işaret eden Vural, ''Milli Eğitim Bakanı'nın yem bekleyen güvercinler olarak adlandırdığı, çocuklarımıza bilgi ve kültür vermek isteyen öğretmenlerimiz geldi. Bu güvercinler, kanadı kırık güvercinler, uçamıyorlar. Atanamıyorlar çünkü, o yüzden çocuklarımızın dersi boş geçiyor'' diye konuştu.
Öğretmen adaylarının tek isteklerinin Anadolu'nun herhangi bir yerine öğretmen olarak atanmak olduğunu belirten Vural, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin en önemli sorunu eğitim. Derslerimiz boş geçiyor, kadrolarından uzaklaştırılan öğretmenlerle nasıl bir eğitim verilebilir. Üniversite kuruyoruz, aileleri harcama yapıyor, öğretmen yetiştiriyoruz ama bu öğretmenler sahip oldukları bilgileri çocuklarımıza aktaramıyor. Kanat istiyor öğretmenlerimiz. Yem beklemiyor, hakkını istiyor. Bunlar yem bekleyen güvercinler değil. Maaş peşinde koşanlar değil bunlar. Bilgilerini çocuklarımıza aktarmak heyecanıyla mezun oldular. Devlet beni yetiştirdi, yetiştirdiyse boş geçen derslere ben girmek istiyorum, diyor. Vali torpiliyle ücretli öğretmen atanması yerine, torpil işlemesin diyorlar. Çok mu şey bekliyorlar. 160 bin öğretmen açığı olduğu söyleniyorsa neden bu öğretmenler atanmıyor. Bunlar yem beklemiyorlar, uçmak istiyorlar. Devlet eğer üniversite ve fakülte kuruyorsa, buralardan mezun olan bu öğretmenlerin geleceğini niye düşünmüyor ''
Öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzetmenin ''akbabalık'' olduğunu ifade eden Vural, ''Bu güvercinlerin kanadını kıranlar utanmalı. Herkes haddini bilmeli. Ne hakkınız var öğretmenlerin konumunu bu şekilde aşağılamaya. Milli Eğitim Bakanı şunu açıklasın; boş geçen ders var mı yok mu? Ücretli öğretmenlik var mı yok mu?'' sorularını yöneltti.
Öğretmen adaylarının 24 Kasım'da Milli Eğitim Bakanı'ndan yem değil atama müjdesi beklediklerini kaydeden Vural, ''İnşallah 24 Kasım'da kanat takıp uçarsınız. Milli Eğitim Bakanı'ndan müjde bekliyorlar, yem beklemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yem beklemez, hak bekler, hukuk bekler. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşı'' şeklinde konuştu.
Vural, yerel seçimlerin öne alınmasıyla ilgili anayasa değişikliği teklifinin Meclis Genel Kurulu'ndaki oylaması sonrasında fire tartışmalarının yaşandığının hatırlatılması üzerine, ''Çokta fire daha fazla olur. Bizim milletvekillerimizin tamamının imzasının olduğunu hatırlatmak istiyorum. CHP'nin bu seçimlerden kaçmak istediğini niye sorgulamıyorsunuz. Bir de CHP'ye sorun. Hani karşı değildiniz, endişeniz mi var Biz er meydanında yapılacak seçimlerden hiçbir zaman kaçmayız. Er meydanı olsun yeter ki'' diye konuştu.
Sonuçta Meclis'te bir iradenin ortaya çıktığını kaydeden Vural, MHP olarak referanduma gitmek yerine Cumhurbaşkanı'nın veto yetkisini kullanması gerektiği görüşünde olduklarını ifade etti.
BDP kongresiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Vural, ''Rezalet. Atatürk'e dil uzatmak ne demek. Sen kim oluyorsun da onun resmini kapatıyorsun. 80 yıl önce Kürtçe 'Atatürk babamızdır' diye türkü yakanların, Kurtuluş Savaşı'nı birlikte yapanların ruhu incinmiştir'' dedi.