Ege Üniversitesi (EÜ) Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 15. Ege Onkoloji Günleri Kongresinde konuşan Dr. Gül Kitapçıoğlu, dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde kırmızı et tüketimine bağlı görülme sıklığı yüksek olan kolon kanserinin Türkiye için de ciddi bir risk taşıdığını söyledi.
Kitapçıoğlu, 2005 verilerine göre, Türkiye'de en sık görülen 8. kanser türü olan kolon kanseriyle ilgili merkez olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) için veri sağlama konusunda yoğun faaliyetlerde bulunduklarını ifade etti.
Hastalık riskinin azaltılmasında önemli risk noktaları olan kırmızı et, posasız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, obezite, alkol ve sigara kullanımı gibi konularda önlemler alınabileceğini ifade eden Kitapçıoğlu, hastalığa karşı en önemli mücadele unsuru olan erken tanı konusunda ise çeşitli engellerin bulunduğunu bildirdi.
TOPLUM TABANLI ÇALIŞMALARA İHTİYAÇ VAR
Kitapçıoğlu, birçok hastanın kolon kanseri belirtilerini yok sayarak hareket ettiğini, özellikle erkek hastaların sağlık hizmetlerine karşı ilgisiz olması nedeniyle riskin arttığını söyledi. Türkiye'deki mevcut verilerin hastanelerden alınması nedeniyle toplum tabanlı bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu, kolon kanseri teşhisinin kolonoskopi yöntemiyle konulabileceğini ancak bu yöntemin maliyetli olması nedeniyle genel bir tarama yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Kitapçıoğlu, şu bilgileri verdi:
''Hastalığın tanısını değilse de olasılığını ortaya koyabilecek üç yöntem bulunuyor: Gauiac yöntemi, immun yöntemler ve Fob Gold yöntemi. Bu yöntemlerin başarısını test etmek ve kolon kanseri görülme sıklığını ortaya koyabilmek amacıyla bir TÜBİTAK projesi hazırladık. İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte İzmir'in Bornova ilçesinde 10 bin kişiye kolon kanseri taraması yapacağız. Temmuz ayında başlayacak tarama ile aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimlerin desteğiyle yaş ve cinsiyete göre örneklem belirlenecek. Testler sonucu riski olan hastalara kolonoskopi uygulanacak. Böylelikle Türkiye'ye ait sağlıklı bir veri elde edilmiş olacak.''
Kitapçıoğlu, 2005 verilerine göre, Türkiye'de en sık görülen 8. kanser türü olan kolon kanseriyle ilgili merkez olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) için veri sağlama konusunda yoğun faaliyetlerde bulunduklarını ifade etti.
Hastalık riskinin azaltılmasında önemli risk noktaları olan kırmızı et, posasız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, obezite, alkol ve sigara kullanımı gibi konularda önlemler alınabileceğini ifade eden Kitapçıoğlu, hastalığa karşı en önemli mücadele unsuru olan erken tanı konusunda ise çeşitli engellerin bulunduğunu bildirdi.
TOPLUM TABANLI ÇALIŞMALARA İHTİYAÇ VAR
Kitapçıoğlu, birçok hastanın kolon kanseri belirtilerini yok sayarak hareket ettiğini, özellikle erkek hastaların sağlık hizmetlerine karşı ilgisiz olması nedeniyle riskin arttığını söyledi. Türkiye'deki mevcut verilerin hastanelerden alınması nedeniyle toplum tabanlı bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu, kolon kanseri teşhisinin kolonoskopi yöntemiyle konulabileceğini ancak bu yöntemin maliyetli olması nedeniyle genel bir tarama yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Kitapçıoğlu, şu bilgileri verdi:
''Hastalığın tanısını değilse de olasılığını ortaya koyabilecek üç yöntem bulunuyor: Gauiac yöntemi, immun yöntemler ve Fob Gold yöntemi. Bu yöntemlerin başarısını test etmek ve kolon kanseri görülme sıklığını ortaya koyabilmek amacıyla bir TÜBİTAK projesi hazırladık. İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte İzmir'in Bornova ilçesinde 10 bin kişiye kolon kanseri taraması yapacağız. Temmuz ayında başlayacak tarama ile aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimlerin desteğiyle yaş ve cinsiyete göre örneklem belirlenecek. Testler sonucu riski olan hastalara kolonoskopi uygulanacak. Böylelikle Türkiye'ye ait sağlıklı bir veri elde edilmiş olacak.''