İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
5 ayrı müzenin koleksiyonları ve eser künyeleri üzerinden yapılan araştırmada, hayvan dünyasına ait verilerin hep erkeklik olguları üzerinden paylaşıldığı, bunun nedeninin de bu araştırmaları yapanların erkekler olduğunu ortaya çıkardı.
Müzelerin, sergiledikleri arkeolojik türleri ve bunların etiketlerini oluştururken maskülen ifadeler kullandıklarının altı çizildi. Çalışmayı yürüten ekibin başında bulunan Natalie Cooper, “Kadınları görmezden gelmek resmin tamamını görmemek anlamı taşıyor” dedi ve ekledi:
"1751 ve 2018 yılları arasında hazırlanmış bazı koleksiyonlarda kadın ve erkek hiç eşit bir biçimde tasvir edilmemiş. Dünyanın hemen her yerindeki müzelerde bu tarz cinsiyetçi tutumları görmeye alışığız. Ancak tarih ve doğa müzelerinde de bunun yapılmış olması şaşırtıcı" dedi.
Cooper sözlerine şöyle devam etti: Bununen büyük nedeni, bu araştırmaları yapan bilim insanlarının ağırlıklı olarak erkeklerden oluşması ve bulunan türlere kendi cinsiyetinin tarafını tutan isimler vermesi. Dolayısıyla da tarih ve doğa müzelerinin de koleksiyonlarında yer alan eserlerin bunlardan oluşturulması gibi bir halkanın ortaya çıkmış olması söz konusu... Ama maalesef 1751’den bu yana bu konuda hiçbir değişim ve gelişme olmamış. Hâlâ bütün koleksiyonlar, kürasyonlar bu erkek merkezci yönde ilerlemeye devam ediyor.