Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma Bakanlığı'nın toplantısında konuştu. "İşçi-memur ayrımını ne zaman ortadan kaldıracağız" diye soran Erdoğan, "Gelin oturalım bunu hep birlikte çalışanlar başlığı altında toparlayalım" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasında satır başları:
"İşçi-işveren kavramını bir kenara bırakıp yol arkadaşı anlayışıyla çalışmaya edeceğiz. Acaba biz işçi-memur ayrımını ne zaman ortadan kaldıracağız. Batı, bunu büyük ölçüde halletti. Türkiye'nin de bunu halletmesi gereğine inanıyorum. Gelin oturalım bunu hep birlikte çalışanlar başlığı altında toparlayalım.
Bizim sorunlarımızı dışarıdan gelen birileri değil bizzat biz, kendimiz hep birlikte çözebiliriz, zaten bunu yapıyoruz. Eğer dışarıdan birileri gelirse şunu iyi bilelim inanın sadece karıştırmak için gelir, sadece nifak için gelir, bunu zaten yaşadık gördük ve görüyoruz. buna izin vermemeliyiz.
Şiddeti öven siyasi parti en başta kendisini inkar eder ve çözümün önünde engel olur. Şiddetin her türlüsünü dışalayacak her alanda sorunlarımızı diyalogla çözmemizin mücadelesi içinde olmalıyız. Eğer imkan olsaydı 2003'te iktidara geldiğimiz gün Türkiye'deki tüm yasakları ortadan kaldırırdık, ama çok engelle karşılaştık. Çok büyük yıkım senaryolarıyla mücadele ettik. Vazgeçmedik, geri adım atmadık, reformlarımızı yaptık.
Ana muhalaefet partisinin genel müdürü çıkmış Ankara'daki saldırıyla ilgili abuk sabuk sorular soruyor. O soruları gitsin o örgütle kol kola gezen kendi milletvekiline, hemşehrisine sorsun.
Kaçan PKK'lıları görüyorsunuz. Emniyetimiz 1'i hariç hepsini yakaldı. Aynı şekilde Ankara'daki saldırıyı düzenleyenler de hepsini yakalandı.
11 yıl öncesine karşı kadar karşısında el pençe divan durdukları hatta selam çaktıkları kurumları bugün eleştirebilenler, bunu 11 yıllık reformlarımız sayesinde yapıyor çünkü tüm dirençlerine rağmen onları da baskıdan, dayatmadan, zulümden kurtaran biz olduk.
Kıdem tazminatı konusunda şunu söylüyorum: Aranızda anlaşın bize göre bir sorun yok, üzerimize düşeni yaparız. Bir işçi bir gün dahi çalışsa onun karşılığını alması gerek."
İşte Erdoğan'ın konuşmasında satır başları:
"İşçi-işveren kavramını bir kenara bırakıp yol arkadaşı anlayışıyla çalışmaya edeceğiz. Acaba biz işçi-memur ayrımını ne zaman ortadan kaldıracağız. Batı, bunu büyük ölçüde halletti. Türkiye'nin de bunu halletmesi gereğine inanıyorum. Gelin oturalım bunu hep birlikte çalışanlar başlığı altında toparlayalım.
Bizim sorunlarımızı dışarıdan gelen birileri değil bizzat biz, kendimiz hep birlikte çözebiliriz, zaten bunu yapıyoruz. Eğer dışarıdan birileri gelirse şunu iyi bilelim inanın sadece karıştırmak için gelir, sadece nifak için gelir, bunu zaten yaşadık gördük ve görüyoruz. buna izin vermemeliyiz.
Şiddeti öven siyasi parti en başta kendisini inkar eder ve çözümün önünde engel olur. Şiddetin her türlüsünü dışalayacak her alanda sorunlarımızı diyalogla çözmemizin mücadelesi içinde olmalıyız. Eğer imkan olsaydı 2003'te iktidara geldiğimiz gün Türkiye'deki tüm yasakları ortadan kaldırırdık, ama çok engelle karşılaştık. Çok büyük yıkım senaryolarıyla mücadele ettik. Vazgeçmedik, geri adım atmadık, reformlarımızı yaptık.
Ana muhalaefet partisinin genel müdürü çıkmış Ankara'daki saldırıyla ilgili abuk sabuk sorular soruyor. O soruları gitsin o örgütle kol kola gezen kendi milletvekiline, hemşehrisine sorsun.
Kaçan PKK'lıları görüyorsunuz. Emniyetimiz 1'i hariç hepsini yakaldı. Aynı şekilde Ankara'daki saldırıyı düzenleyenler de hepsini yakalandı.
11 yıl öncesine karşı kadar karşısında el pençe divan durdukları hatta selam çaktıkları kurumları bugün eleştirebilenler, bunu 11 yıllık reformlarımız sayesinde yapıyor çünkü tüm dirençlerine rağmen onları da baskıdan, dayatmadan, zulümden kurtaran biz olduk.
Kıdem tazminatı konusunda şunu söylüyorum: Aranızda anlaşın bize göre bir sorun yok, üzerimize düşeni yaparız. Bir işçi bir gün dahi çalışsa onun karşılığını alması gerek."