Güneşin, cildi yıpratan ve yaşlanmasına yol açan en önemli dış etken olduğunu belirten Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihangir Toraman, “Bunu daha iyi anlamak için güneşe hasret kuzey ülkelerde, kapalı mekanlarda çalışan kadınlar ile güneşi bol güney ülkelerde ve açık alanlarda çalışan kadınların ciltlerini karşılaştırmak yeterlidir” diyor.
Birçok etkenden dolayı cildin canlılığını ve ışıltısını kaybettiğini, sıkılığının azalıp gevşediğini vurgulayan Dr. Toraman, “Cildimiz, yer çekimine ayak uydurarak sarkmakta, mimiklerle, tekrarlı hareketlerle kırışmakta ve lekelenmeler olmaktadır. Ortaya çıkan bu değişiklikler nedeniyle cildimiz yaşlanıyor ve böylece hissetmediğimiz bir yaşta görünmeye başlıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Birçok etkenden dolayı cildin canlılığını ve ışıltısını kaybettiğini, sıkılığının azalıp gevşediğini vurgulayan Dr. Toraman, “Cildimiz, yer çekimine ayak uydurarak sarkmakta, mimiklerle, tekrarlı hareketlerle kırışmakta ve lekelenmeler olmaktadır. Ortaya çıkan bu değişiklikler nedeniyle cildimiz yaşlanıyor ve böylece hissetmediğimiz bir yaşta görünmeye başlıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Cilt yaşlanması tedavisinde uygulanan yöntemlere değinen Toraman, ameliyatsız uygulamalar ve cerrahi girişimlere vurgu yapıyor. 3 boyutlu ameliyatsız yüz gençleştirme tekniğinin bu alanda olumlu sonuçlar verdiğini dile getiren Toraman, yöntemle ilgili şunları söylüyor:
“İlk olarak boyuna en derinden başlayarak gıdıdaki sarkıklık için fokal ultrason uyguluyoruz. Daha sonra tüm boyun cildinin derinine 3D radyofrekans yapıyoruz. Bu uygulama derin alan ile onun bağlı olduğu cildin arasındaki bağların eskiden olduğu gibi sıkı ve gergin olmasını sağlıyor. Üçüncü aşamada ise 3-4 seanslık uygulamalarla cildin beslenmesi ile su tutma kabiliyetini arttırmak ve kollajen üretimini desteklemek için cilt içine vitamin, mineral, protein, aminoasit ve faktörler içeren enjeksiyonlar yapıyoruz.”
“İlk olarak boyuna en derinden başlayarak gıdıdaki sarkıklık için fokal ultrason uyguluyoruz. Daha sonra tüm boyun cildinin derinine 3D radyofrekans yapıyoruz. Bu uygulama derin alan ile onun bağlı olduğu cildin arasındaki bağların eskiden olduğu gibi sıkı ve gergin olmasını sağlıyor. Üçüncü aşamada ise 3-4 seanslık uygulamalarla cildin beslenmesi ile su tutma kabiliyetini arttırmak ve kollajen üretimini desteklemek için cilt içine vitamin, mineral, protein, aminoasit ve faktörler içeren enjeksiyonlar yapıyoruz.”
PRP (Platelet Rich Plasma) uygulamasının bu işlemin ayrılmaz bir parçası olduğunu aktaran Dr. Toraman ciltteki kırışıklık, gevşeklik, leke, kılcal damar, akne izi gibi sorunları gidermek için fraksiyonel radyofrekans, lazer ve IPL gibi yöntemlerin de uygulandığını belirtiyor.