2023 yılı dünyada nasıl geçti: ABD-Çin gerilimi artmaya devam ediyor

2023 yılı başlarken ABD-Çin gerilimi azalıyordu… İki ülke lideri Biden ve Xi Bali'deki G-20 zirvesi çerçevesinde olumlu bir görüşme yapmıştı. Dışişleri Bakanı Antony Blinken, iki ülkenin giderek gerginleşen jeopolitik rekabetine "dur demek" için Şubat ayında Pekin'i ziyaret edecekti. Ancak daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerinde bir Çin gözetleme balonu belirdi.

2023 yılı dünyada nasıl geçti: Afrika'da darbeler ve Fransa’ya ret

Afrika 2023'te iki askeri darbe yaşandı. Sahel ülkesi Nijer'de ordu 26 Temmuz'da "kötüleşen güvenlik durumunu" gerekçe göstererek yönetime el koydu. Devrik başkan Mohamed Bazoum o günden itibaren konutunda tecrit altında tutuluyor.

2023 yılı dünyada nasıl geçti: Wagner isyanı

24 Haziran'da ise dünya Rusya’da ortaya çıkan bir başkaldırıya odaklandı… Paralı asker grubu Wagner’in isyancı lideri Yevgeny Prigozhin savaşçılarıyla birlikte Moskova'ya doğru yürüyüşe geçti. Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sert duruşu sonrası geri adım atan grubun lideri Prigozhin, birliklerini Belarus’a kaydırdığını duyurdu.

2023 yılı dünyada nasıl geçti: Rusya-Ukrayna savaşı

Rus ordusu, 24 Şubat 2022'de başlayan savaşta 300 bin yedek askerle takviye edilen güçleriyle Ukrayna'nın doğusundaki Donbass bölgesinde yeniden saldırıya geçti…

2023 yılı dünyada nasıl geçti: Türkiye-Fas depremleri

2023; geçmişi köklü sorunlardan kaynaklanan savaşlara, küresel siyasette belirgin değişimlere ve büyük çaplı kayıplara yol açan doğal afetlere sahne oldu.

Büyük Karbon Uçurumu: Milyonlarca ölümden en zengin yüzde 1 sorumlu

İklim adaleti, Birleşik Arap Emirlikleri'nde bugün başlayan Birleşmiş Milletler (BM) Cop28 İklim Zirvesi'nin gündeminin en üst sırasında yer alıyor. Ancak, dünya genelindeki son çalışmalar, küresel hedeflere ulaşmada ciddi bir gerileme olduğunu gösteriyor. Yeni bir rapora göre, dünya nüfusunun en zengin yüzde 1'lik kesimi, en yoksul yüzde 66'lık kesimden daha fazla karbon emisyonundan sorumlu. Bu durum ise yoksul ülkelerde milyonlarca ölümle sonuçlanıyor.

Biden'ın geleceği pamuk ipliğine bağlı: ABD'li gençler, onun İsrail-Filistin çatışmasındaki tutumundan nefret ediyor

İsrail ve Filistin çatışmaları devam ederken genç seçmenlerin çoğu ABD Başkanı Joe Biden'ın, krizi ele alış şeklinden memnun olmadığını belirtti. Yapılan son anketlere göre ABD'deki 18-34 yaş aralığındaki seçmenlerin yüzde 70'i, Biden'ın çatışmayı ele alışını onaylamıyor. Biden'ın gençlerden aldığı destek, 2020'deki seçimde belirleyiciydi. Ancak, gençlerin desteğini kaybetmesi Biden'ın 2024'te yeniden seçilme şansını kaybetmesine neden olabilir.

Sırbistan'da seyahat deneyimi

Sırbistan, Balkanlar'ın kalbinde bulunan ve tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir ülkedir. Bu muhteşem destinasyon, etkileyici tarihi yapıları, doğal güzellikleri ve canlı kültürel atmosferi ile gezginlere unutulmaz bir seyahat deneyimi sunar. Sırbistan'ın başkenti Belgrad, kozmopolit bir şehirken, ülkenin diğer bölgeleri de keşfedilmeyi bekleyen birbirinden etkileyici yerlere ev sahipliği yapmaktadır.

Adım adım Gürcistan

Gürcistan, tarihi ve doğal güzellikleriyle büyüleyen bir ülkedir. Kafkas dağlarının eteklerinde var olan bu güzel ülke, zengin kültürel mirası ve benzersiz doğal manzaralarıyla her yıl binlerce turisti cezbediyor. İşte Gürcistan'ın en göz alıcı güzelliklerinden bazıları:

Gazze'de hiçbir yer güvenli değil

Gazze'de İsrail kuşatması altındaki Endonezya, Kudüs ve Şifa hastanelerinde şartlar her geçen saat daha da ağırlaşıyor. Doktorlar el fenerleriyle yaralılara müdahale etmeye çalışıyor.

Türkiye deprem kuşağında: Ne yapmalı?

Son yaşadığımız sarsıcı depremlerin ardından dünyada yaşanan en büyük depremler de gündeme geldi. Türkiye’de Şubat ayında yaşanan deprem dünya sıralamasına girecek nitelikte.

Türkiye, "Bir Kuşak, Bir Yol" projesi için nasıl bir öneme sahip?

Çin’in “Bir Kuşak, Bir Yol” projesinin temel amacını, katılım sağlayan ülkeler arasında politika uyumunun sağlanması, altyapı bağlantılarının oluşturulması, ticaret ve yatırım engellerinin kaldırılması oluşturuyor. Ayrıca, finansal entegrasyon ve toplumsal ilişkilerin yakınlaştırılması da hedefleniyor. Türkiye ise proje için çok önemli bir konuma sahip.

Depremden kaçış yok, önlem almalı!

Depremler dünyanın farklı coğrafyalarında meydana gelen doğal felaketler. Her ülke deprem kuşağında değil. Ama, Türkiye gibi bazı ülkeler tarihin farklı dönemlerinde bu felaketi yaşamak durumunda. Yani ülkelerin bulunduğu coğrafyalar değişmiyor. Bu konuda yapacak bir şey yok. Ancak, zararı en aza indirmek için yapılabilecek çok şey var. Yani deprem dünyadaki bazı ülkeler için bir gerçeklik ama kader değil. Çünkü dünyanın farklı ülkeleri bu kaderi, bu işi çok sıkı tutarak değiştirebiliyor. Zararı en aza indirebiliyor. İşte dünyadaki deprem gerçeği ve bu konuda hangi ülkenin ne yaptığı?

Çin'in küresel ticaretteki rolü: Bir Kuşak, Bir Yol Projesi

Dünya çapında büyük yankı uyandıran ve dikkat çeken bir girişim ve proje söz konusu. Bu projenin amacı, Çin'in uluslararası arenada daha fazla etki sahibi olmasına ve küresel ticarete katkıda bulunmasına yardımcı olmak… " Bir Kuşak, Bir Yol Projesi," Çin'den başlayarak Avrupa'ya doğru uzanan büyük bir çaba olarak öne çıkıyor. 2013 yılında başlatılan bu girişim, 10 yılın sonunda olgunlaşmaya başlıyor. Çin'e göre, bu proje tüm ülkeler için fayda sağlayacak. Mal sevkiyatları bu yolla Çin'den Avrupa'ya ve Avrupa'dan Çin'e kolaylıkla yapılacak. Bu yazı dizisinde, projenin dünya ekonomisi ve siyasetine olan etkisi ele alınacak.

Rusya-Ukrayna Savaşı ne zamana kadar devam edecek?

Savaşta zaman Ukrayna'nın lehine ilerlemiyor. Sonbahar yağmurları, birliklerin ilerleyişini zorlaştırıyor. Soğuk kış koşulları kapıda... Bahar geldiğinde ise ABD'de başkanlık seçimi kampanyaları başlamış olacak. Ukrayna, o ana kadar önemli bir ilerleme kaydedemezse, ABD ve NATO'dan bugünkü yoğunlukta destek almaya devam edip edemeyeceği belirsiz. Kiev için zaman daralırken, Rusya'nın tek yapması gereken şey, işgal ettiği toprakları elinde tutmaya devam etmek gibi görünüyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı Karadeniz bölgesinin güvenliğini nasıl etkiliyor?

Karadeniz bölgesinin güvenliği, Ukrayna-Rusya savaşıyla tekrar önem kazandı. Özellikle Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler bu konuda endişeli... Çünkü savaşın bir kısmı hala Karadeniz'de devam ediyor. Ukrayna, insansız deniz araçlarıyla Rus donanmasına saldırılar düzenliyor. Karadeniz'in bazı bölgelerinde mayınlar bulunuyor ve Ruslar sivil gemileri arayabiliyor. Karadeniz kıyısındaki ülkelerin çoğu NATO üyeleri olduğu için bu bölgenin gelecekteki gelişmeleri dikkatle izlemesi gerekiyor, çünkü Karadeniz'in gerilim merkezi haline geldiği görülüyor.

Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk rolü

Türkiye ve Birleşmiş Milletler'in (BM) girişimiyle 22 Temmuz 2022'de Rusya ve Ukrayna ile ayrı ayrı imzalanan anlaşmalar, başta tahil olmak üzere gıda ürünlerinin dünya pazarlarına Karadeniz üzerinden yeniden satılmasını sağladı. İstanbul merkezli bir ortak koordinasyon merkezi tarafından takip edilen tahil anlaşması çerçevesinde toplam 32 milyondan fazla ton tahil dünya pazarlarına taşındı.

Rusya, Ukrayna savaşında nasıl bir strateji izliyor?

Ruslar, geçen kış ve bahar ayları boyunca işgal ettikleri topraklarda savunma pozisyonunda bulunuyorlardı. Uzun bir cephe hattını güçlendirmeyi tercih ederek beklemeyi tercih ettiler. Şu an, Ukrayna ordusu bu savunma hatlarını geçmekte zorlanıyor ve hava kuvvetleri eksikliği nedeniyle gerideki hatlara saldıramıyor. Ruslar, asker sıkıntısı yaşasalar da bu savunma hatları sayesinde Ukraynalıları şimdilik durdurmayı başarmış görünüyorlar.

Ukrayna-Rusya savaşı nasıl sona erecek?

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başladığı günden bu yana savaş, rutin bir hale mi dönüşüyor? Ukrayna, hedeflerine henüz ulaşamadı. Rusya savunmada başarılı görünüyor, ancak Ukrayna, taktik değişikliklerle uzaktan Rus şehirlerine saldırıyor. Karadeniz Tahıl Anlaşması ise rafa kaldırıldı ve Karadeniz'de gerginlik artıyor. Bu yazı dizisi, her iki ülkenin de zorlandığı ve savaşın sona erdirilmesinin zorluğunu dünya çapında etkileyen bir konuyu ele alıyor.

Türkiye için ders çıkarma zamanı

Türkiye tarihinin belki de dünya tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşadı. Deprem maalesef bir turnusol kağıdı gibi birçok eksik ve yanlışı ortaya çıkardı. Bedel çok ağır. Yıllardır deprem konusunda farklı açılardan uyarılarda bulunanlar, önlem alınması gerektiğini söyleyenler vardı. Uzmanlar bıkmadan usanmadan dünyadan örnekler verdiler. Ama olmadı. Ya da yeterli olmadı. Türkiye’de deprem ve inşaat konusunda yönetmeliklerin kötü olmadığını söyleyenlerin sayısı bir hayli fazla ama uygulamaya gelince olmadı. Göz yummalar, geçiştirmeler, çıkarılan aflar. Şimdi tüm bu süreci masaya yatırma ve ciddi bir ders çıkarma zamanı.

Dünya ülkeleri depreme nasıl önlemle alıyor?

Japonya binaların  projelendiren ve deprem performansının belirleyen hesaplamaları sadece kençikuşi adı verilen mimarlar yapabiliyor.

Felaketten ders aldılar, 7,4’lük depremde kimse ölmedi: Meksika

Mart 2012'de Mexico City'i 7,4'lük bir deprem vurduğunda başkentliler hazırlıklıydı, can kaybı olmadı. 2014'te gerçekleşen 7,2'lik depremde yine kayıp yoktu. 2017'de, Mexico City, 7,1 şiddetindeki depremle sarsıldı. Bu, 1985'ten bu yana en çok can kaybı ve yıkıma yol açan deprem oldu. Tam 32 yıl sonra, aynı gün, hatta neredeyse aynı saatte gerçekleşen depremde sadece 40 bina yıkılmış ve sadece 370 kişi hayatını kaybetmişti. Yıkımın boyutları, 1985 ile kıyaslandığında oldukça sınırlıydı. Meksika, yaşadığı felaketten ders almışa benziyordu.

9,5’lik deprem milat oldu: Şili

9,5’lik deprem milat oldu: Şili

Depremle topyekun mücadele ülkesi: Japonya

Japonya’da birçok deprem meydana geldi. 1985’deki Kobe depremi bir milat oldu.

Deprem bir gerçeklik ama kader değil

Deprem dünyanın tarihi bir gerçeği. Özellikle bazı ülkeler farklı aralıklarla yüzyıllardır depremleri yaşıyor. Bazı ülkeler aldıkları tedbirlerle zararı en aza indirmeye çalışıyor. Kararlı ve ciddi adım atanlar bilimin ışığında  hareket eden ülkeler kadar önlem almayan  ülkelerde var. Bu ülkelerde yıkım büyük oluyor. Dünyanın önemli depremlerini, hangi ülkelerin nasıl önlem aldığını masaya yatırdık...

Deprem önlemi değil yaşam tarzı

Son yaşadığımız sarsıcı depremlerin ardından dünyada yaşanan en büyük depremler de gündeme geldi. Türkiye’de yaşanan deprem dünya sıralamasına girecek nitelikte. Dünya tarihinde bazı depremler  yüzeye çok yakın oluşu, can kaybı, hasar boyutunun büyüklüğü ve süreleri ile ön plana çıkıyor. Dünya tarihinde 8 dakikadan fazla süren depremler görülürken sarsıntıların tsunamiyi tetiklediği olaylar yaşanıyor. İşte dünya tarihinin en büyük depremleri...

BRICS yeni bir siyasi güce dönüşebilir mi?

BRICS sistemi dünyada ABD’nin hegemonik rolüne karşılık olarak çok boyutlu denge politikası öneriyor. Yani siyasi olarak da dünyada bir proje oluşturabilmek... Bu noktada ise birçok soru işareti bulunuyor. Peki BRICS ülkeleri küresel sistemin geleceğini şekillendirecek gerçekçi bir birlikteliği yansıtıyor mu?

Ülkeler dolara bağımlığı nasıl azaltabilir?

BRICS'e üye ülkeler arasında ekonomik entegrasyon en başta gelen hedeflerden biri olarak gösteriliyor. Üye devletler, bir kriz anında, Batı'nın kontrolündeki mali ve uluslararası kurumlardan kurtarmak istiyor. Yani borçlandırma değil, kendilerini kurtaracak kredi sistemi oluşturmak, birbirlerine destek olmak amacındalar. Bu ülkeler, grup içi ve dışı ödemelerde dolara olan bağımlılığı azaltmak, yerel para birimlerini kullanılmak istiyorlar, ancak bunu tam olarak başarabilmiş değiller.

Dünyada yeni bir ekonomik sistem mümkün mü?

Dünyada yeni bir ekonomik sistem mümkün mü? Birçok ülke bu sorunun yanıtı ararken, farklı oluşumlar Amerikan eksenli ekonomik ve siyasi dünya sistemine alternatif oluşturmaya çalışıyor. BRICS adlı oluşum da bunlardan biri... BRICS ekonomik olarak etkisini arttırırken üye olmak isteyen ülke sayısı giderek artıyor.

Çin dünyanın yeni küresel lideri olabilir mi?

Çin bu hızla büyüme devam ederse, dünyanın en büyük imalat sanayisine ve en büyük döviz rezervlerine sahip ülke konumuna ulaşabilir. Ayrıca, Çin ekonomisinin enerji, hammadde, gıda malları ihtiyacı da hızla artıyor. Çin’in ithalatının, toplam küresel ithalatın yüzde 10’una ulaştığı görülüyor ve bu oldukça önemli bir miktar. Çin’in küresel ithalatın yüzde 10’unu oluşturması, aynı zamanda Çin’in dünyaya, dünyanın da Çin’e ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, birçok ülke ve sektörün iştahını kabartıyor. Fakat aynı zamanda Çin, diğer ülkeler için ciddi bir rakip ve giderek büyüyen bir güç olarak ortaya çıkıyor.

Çin’in Orta Doğu ve Afrika’da artan etkisi dünya için ne anlama geliyor?

Çin’in “Bir Kuşak, Bir Yol” adlı projesi 2013 yılında başladı. Uzak Doğu’yu Avrupa’ya bağlayacak olan proje, Pekin’in Orta Doğu ve Afrika'ya bakış açısını tamamen değiştirdi. Çin de bu ülkelerin gözünde yalnizca bir petrol alıcısı olmaktan çıktı. Şimdilerde Orta Doğu’ya en fazla doğrudan yabancı yatırım Çin’den geliyor. Bölgeye 2013- 2023 yılları arasında yapılan doğrudan yatırımların yüzde 40’ı bizzat Çin tarafından yapıldı. Peki, Çin’in Orta Doğu ve Afrika’da artan etkisi dünya için ne demek?

Rusya-Ukrayna savaşının kazananı Çin mi?

Rusya-Ukrayna savaşı dünyanın dengesini beklenenden daha fazla etkiledi. Putin liderliğindeki Rusya, bu savaşı Batı medeniyetine karşı verdiği iddiasında bulunuyor. Rusya Devlet Başkanı, bu yaklaşımla Çin’i de yanına çekmeye çalışıyor. Pekin yönetimi ise Batı’ya karşı yeni bir ortaklık için adımlar atıyor.

Çin’in ekonomik modelini oluşturan unsurlar onun büyümesini nasıl sağladı?

Klasik kapitalist ekonomiyle Çin ekonomisi arasında en büyük farkı, birinin serbest piyasa, diğerinin ise sosyalist bir ekonomiye sahip olması oluşturuyor. Kimilerine göre Çin bir tür devlet kapitalizmine sahip. Aynı zamanda, bu iki ekonomi, farklı sermaye birikim modellerine sahip. Çin’in sosyalist modeli, son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ve hatta dünya ekonomisinin motor gücünü oluşturan bir konumda bulunuyor.

Yapay zeka ve insanlığı bekleyen ütopya ile distopya arasındaki belirsizlik

Yapay zekanın gelişmesi ile, bir ütopya (mükemmel bir dünya) ve bir distopya (karanlık bir sistem) arasında gidip gelme potansiyelimiz artıyor. Bu nedenle uzmanlar bu konuda yoğun tartışmaların yapılmasını ve çok yönlü araştırmaların yapılmasını öneriyorlar. Çünkü ileride yaşayacağımız şeyler, filmlerde ve romanlarda anlatılan ütopilere veya distopilere benzer olabilir.

Dünyanın yükselen gücü Çin: Çin tarzı modernleşme ne anlama geliyor?

Çin uzun yıllardır kendine özgü sistemi ile dünya ekonomisini belirliyor. ABD’nin ilk sıradaki tehdit unsurlarından olan Çin, son dönemde Rusya ve Orta Doğu’da başlattığı girişimlerle dikkat çekiyor. Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 20. Kongresi’nin ardından, Çin kendi tarzında modernleşme adı altında yeni bir girişim başlattı. Bu yazı dizisi Çin’in içeride ve dışarıdaki yükselişi, yeni bir medeniyet arayışı, Rusya ve Orta Doğu’daki çıkışıyla ne yapmak istediğini ele alıyor.

Stephen Hawking ve diğerleri neden yapay zekaya karşı uyarıda bulundu?

Ünlü fizikçi Stephen Hawking ve diğerleri, daha önce yapay zekaya karşı bazı uyarılarda bulundu. Hawking'in endişeleri arasında kontrolsüz gelişim, etik sorunlar, işsizlik tehlikesi, adaletsizlik ve güvenlik tehlikeleri yer alıyor. Peki yapay zeka hangi riskleri beraberinde getiriyor?

Yapay zeka hangi meslekleri tehdit ediyor?

İnsanların yetenek ve zihinsel becerilerini artık makinalar da gerçekleştirebiliyor. Hatta bunu insandan daha hızlı ve organize şekilde yapmayı başarıyorlar. Yapay zeka formatı tasarlanırken, insan beyninin çalışma ve öğrenme prensipleri dikkate alınıyor. Yapay zeka çalışmalarında insanın düşünme yöntemleri taklit ediliyor, ama sadece bu yapılmıyor. Gelecekte insan zekasından bağımsız gelişebilecek bir yapay zekanın kullanılacağı öngörülüyor.

Yapay zeka dost mu düşman mı?

Yapay zeka teknolojisi dost mu düşman mı? Son dönemin en çok tartışılan konularından biri de bu… Hızla artan yapay zeka uygulamalarına sınır konmasını isteyenler kadar karşı çıkanlar da bulunuyor. Yapay zeka uygulamaları, avantajları kadar riskleriyle de gündemde yer alıyor. İnsanlığı nasıl bir gelecek bekliyor? Bireyler ve devletler yapay zeka nedeniyle risk altında mı? Bu yazı dizisinde yapay zeka uygulamalarının riskleri ve avantajları ele alınıyor.

İnsan olmadan teknoloji de olmuyor!

Dünyanın gelecekteki en büyük sorunu yeni mesleklerin, yeni çalışmak alanlarının boşalttığı alanların ne olacağı. Ya da çalışma alanları, meslekleri kaybolanların ne yapacağı? Ya da daha basit bir anlatımla istihdam ve işsizlik durumunun nasıl dengeleneceği. Çünkü yeni meslekler hayatımıza girdiği oranda yeterli istihdamın da sağlanması gerekiyor Özellikle dünyada genç nüfusa sahip olan ülkelerin önündeki çözülmesi gereken en önemli sorun bu.

ABD’de mesleklerin yüzde 47’si risk altında

Dünyada birçok ülke geleceği hazırlanmak için şimdiden tedbirini alıyor...

Batı geleceğin mesleklerini şimdiden üretmeye başladı

Dünyadaki belli değişimler, eğitim sistemlerinde değişiklikleri zorunlu kılıyor.

Eski meslekler teknolojiye nasıl uyum sağlayacak?

Dünyada birçok meslek söz konusu. Hali hazırda bu mesleklerden bazıları devreden çıkmak üzere ya da çıkmış durumda. Bunun birçok nedeni var.

Geleceğin meslekleri neler?

Dünya değişiyor. Örneğin 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyılın başlarında sanayi devrimi ile birlikte yeni iş alanları ve meslekler devreye girmişti. O günlerin mesleklerinden birçoğu şu anda hayatımızda değil. Bazılarının isimleri aynı ama daha farklı çalışma koşullarına sahipler. Sanayi devrimi, ardından gerçekleşen teknolojik atılımlar bilmediğimiz yeni olanaklar sunmuştu. Şimdi de dijital döneme geçişle birlikte bildiğimiz birçok meslek ve yeni çalışma alanıları ile tanıştık ya da tanışıyoruz. Bazı meslekler tarih oldu, bazı mesleklerde emek yerine yoğun teknoloji kullanılmaya başlandı. Üretim teknikleri değişti.

“Değişim tarihte hiç bu kadar hızlı olmamıştı”

Kimi yorumcular “değişim, tarihin hiçbir döneminde bu kadar hızlı olmamıştı” görüşünde. Gerçektende son 25-30 yıldaki dönüşümü bakıldığında bu görüş buyük oranda haklı.

Neden yeni meslekler?

Dünya, 21’inci yüzyılın gerektirdiği yetkinlikler etrafında şekilleniyor.

Gelecekte hangi meslek popüler olacak?

Dünyada eğitim sisteminden çalışma hayatına kadar birçok değişim kapımızda. Çünkü gelişmelere paralel olarak dünyadaki iş tanımları ve meslekler de değişiyor. Eski meslekler yeni döneme ayak uydurmaya çalışıyor. bu değişimler ışığında dünyada bazı mesleklerin ortadan kalkacağı söyleniyor. Peki gelecekte hangi meslekler popüler olacak ve yeni nesilleri neler bekliyor?

Su krizi, hangi ülke ve bölgelerde çatışmalara neden olacak?

Küresel ısınma ve insan faaliyetlerinden kaynaklanan gelişmeler nedeniyle, ülkeler arasındaki gerilimlerden çok ulusal ölçekte; yani kentler ve eyaletler arasında su savaşları yaşanacak. Bu gerilimlerin bir çoğu gelecek on yıllar içerisinde ortaya çıkacak.

Su kaynaklarının jeopolitiği geleceği nasıl değiştirebilir?

Dünyadaki su kaynakları ile dünya nüfusu arasındaki dengesizlik var. Birincisihızlı şekilde azalırken, ikincisi her durumda artıyor. Nitekim bazı raporlar Ortadoğu, Nil havzası, Kuzey Afrika ve Güney Asya’yı işaret ediyor. Buralarda tatlı su ihtiyacı ve su güvenliği kaynaklı çatışmaların yaşanabileceği ihtimalinden söz ediliyor. Bunun da insani tüketim ihtiyaçları, gıda ve enerji üretiminde açığa yol açacağı söyleniyor.

Su kıtlığı ülkelerin ekonomi-politiğini nasıl etkileyecek?

Coğrafi olarak her bölgeye farklı dağılımlar gösteren su kaynakları, kimi ülkeler için avantaj sağlarken kimi bölge ülkeler için temiz su sıkıntısı yaşanmasına sebep oluyor. Suyun yer yüzeyine farklı şekillerde tesadüfi dağılımı kadar, var olan bu kaynakların devletler tarafından verimli yönetimi en az kaynak sahibi olmak kadar önem taşıyor. Peki su kıtlığı ülkelerin ekonomi-politiğini nasıl etkileyecek?

Küresel nüfus hızla artarken, dünyanın su kaynakları nasıl artacak?

2050 yılında nüfusun yaklaşık yüzde 70’inin kentlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Türkiye dahil birçok ülkede bazı metropollerin nüfusu 15-20 milyona yaklaşmış durumda bulunuyor. Bu artış, beraberinde öncelikle su ve suyun kullanılır hale getirilmesini zorunlu kılıyor. Hali hazırda bazı ülkeler komşularından ilave su talebinde bulunmaya başladı.

Bir sonraki pandemi su kıtlığından gelecek

Dünyada su kıtlığı ya da kuraklık giderek bir tehdit haline geliyor. Kimilerine göre geleceğin en önemli çatışma kaynağı su olacak, kimilerine göre de su bir güvenlik meselesine dönüşecek. Araştırmalar gerekli planlama yapılmadığı takdirde dünyadaki su sorununun pandemi benzer bir krize yol açabileceğini gösteriyor. Bu yazı dizi su kaynaklarının nasıl azaldığını ve bu durumun ardından dünyayı nasıl bir beklediğini ele alıyor.

Afrika makus talihini yenebilecek mi?

Afrika’daki bazı liderler ve halklar ekonomik ve siyasi kalkınma probleminin temelinde haklı olarak sömürgecilik geçmişini görüyorlar. Hal böyle olunca bu ülkelerde batı karşıtı bir söylem ve anlayış gelişiyor.

ABD, 50 Afrika ülkesinde askeri varlığını birleştirdi

Afrika'daki 54 ülkenin 50'sinde askeri personeli bulunan AB, 2008'de Afrika kıtasındaki askeri varlığını Birleşik Devletler Afrika Komutanlığı (AFRICOM) bünyesinde birleştirdi.

Türkiye: Afrika’ın sorunlarını Afrikalı çözer

Türkiye son yıllarda Afrika kıtasında yükselen ve ilişkilerini geliştiren ülkelerden. Bu durum birçok ülkeyi de rahatsız ediyor.

Çin: Afrika için bir fırsat mı, tehdit mi?

Afrika kıtası; Çin için bir hammadde tedarikçisi olurken, aynı zamanda uluslararası sahnede iktisadi yaklaşımını yaymak için bakir bir alan.

Afrika’daki 54 ülkenin 21’nin resmi dili Fransızca

Afrika deyince akla gelen ilk ülke tabii ki Fransa... Özellikle Sahel denilen Afrika’nın orta bölgesindeki hemen her ülkede Fransızca konuşuluyor.  Fransa ve Afrika arasındaki ticari, askeri ve kültürel ilişkiler devam ediyor.

Afrika’daki darbeler Rusya’ya yaradı

Günümüzde Rusya, Afrika’nın en büyük silah tedarikçisi. Öyle ki, kendisinden sonra gelen Çin, ABD ve Fransa’nın Afrika’ya ihraç ettikleri toplam silah miktarı Rusya’nın kinden daha az. Bu noktada Rusya ekonomik olarak mevcut pazarını koruyabilir ve daha da genişletebilir.

Soğuk savaş sonrası Afrika

Afrika’da Avrupalı devletler, hala varlığını sürdürüyor. Askeri işgal ve egemenlik ortadan kaldırılmış olsa da siyasi etki, ekonomik üstünlük ve kültürel koşullanma devam ediyor. İngiltere, Fransa bu konuda başta geliyor. Ama sonrasında bu bölgede çokca Çin görülmeye başlandı. Rusya eski günlerini arıyor. Son 20 yılda ise Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle farklı bir ilişkisi var.

Afrika’ya ilgi her geçen gün artıyor

Afrika 54 ülke barındıran bir kıta. 30 milyon kilometrekare alana sahip olan bu kıta, Akdeniz, Kızıldeniz ve Atlantik Okyanusu tarafından çevrili. Cebelitarık Boğazı ile  Avrupa Kıtası’na bağlı. sömürgecilik döneminden itibaren Avrupa kıtasının etkisi altında kaldı.  Günümüzde, küreselleşme ile beraber afrika kıtasının dış dünya ile bağlantısı farklı bir biçimde devam ediyor.